Tek Bildiğim şey fazlasıyla acı çektiğimdi� Bu hayattan bir şeyler beklemek benim için bir anlam ifade etmiyordu çünkü hayattan bir şeyler beklesem(ya da istesem bile) bir şeyler değişmeyecekti� Değişmeyecekti hayatın bana olan bakış açısı. Herkese mutluluk,umut,yaşama gücü veren bu doğa üstü güç bana acıdan başka bir şey vermiyordu. Bu bir gerçekti işte beni sevmiyordu�İçimdeki saf,duygusal,yeri geldiği zaman asi,değerlerini sonuna dek savunan,kendini kimseye ezdirmeyen,yaramaz,tatlı,çekilmez,şımarık küçük kızın hayalleri hiçbir zaman gerçek olmayacaktı� Bazen o küçük kızı öldürmek zorunda kalıyordum çünkü ismini bile bilmediğim o kız bana acı veriyordu� O geldiği zamanlar dayanılmaz bir acı yaşıyordum. Hayalleriyle bana umut verirdi ama o kadar mükemmel hayalleri vardı ki gerçek olamayacak kadar güzellerdi ve sırf bu yüzden ben o geldiği zaman komalık olana kadar ağlamaya başlıyordum� O minik kız gerçeklerin farkında değildi,hayatın çok basit olduğunu söylerdi.�hayat onu anlamaktan geçer� derdi minik kız. Ben ise anlam veremezdim onun bu hareketlerine; belki de sorumluluklarım olmasından,hayatta olmaktan en önemlisi de yalnız olmaktan sıkılmıştım� Beni yaşama bağlayacak tek bir neden bile yoktu. Evet GERÇEK dostlarım vardı ve beni hiçbir zaman yalnız bırakmıyorlardı ama ben genede her geçen gün daha da dibe batıyordum ve buna hiç kimse engel olamıyordu. Herkes yaşamın güzelliğinden bahsediyordu ben ise boşluğundan ve anlamsız olduğundan�Birçok kişiliğim vardı. bütün duygularımı uç noktalarda yaşardım. mutsuz olduğum zaman en derinlerde yaşardım mutsuzluğumu,mutlu olduğum zaman ise en üst seviyede yaşardım. Kızgın olduğum zaman deliler gibi bağırırdım. Bütün apartman benim sesimle yankılanırdı ama kimse gelipte şikayet etmezdi belkide kendilerinde de biraz �ben�den vardı. Sıkıldığım zamanlar herkese dünyayı dar ederdim. Kendim sıkılmakla kalmayıp herkesi bir dakika içerisinde bunalımın eşiğine sokardım ve bunların hepsi bir anda olurdu. Birden mutlu olup birden ağlamaya başlardım ondan sonra avazımın çıktığı kadar şarkı söyleyip kendimi mükemmel hissederdim. Aynaya baktığım zaman eğer kendimi beğeniyorsam iki dakika sonra baktığımda inanılmaz çirkin hissederdim sonra o sonsuz hayalleriyle o minik kız gelirdi. �sakın ağlama çünkü her ne olursa olsun hayattasın,sağlıklısın,sıcak bir yuvan var� derdi ben ise ona inanmazdım. İnanmazdım sıcak bir yuvam olduğuma. Neden biliyor musun? çünkü bir kere bile olsun babam bana içten sarılmamıştı. Bir kere bile olsun �kızım seninle gurur duyuyorum� dememişti. Birbirimize bağırmaktan ve hakaret etmekten başka bir şey yapmıyorduk. Ona göre ben şerefsizin tekiydim. Annem ise ayrı bir dertti. Onunla uğraşmak gerçekten zordu. Aslında ben onunla pek konuşmuyordum bile ama o ısrarla bana aynı şeyleri bozuk bir plak gibi söylüyordu.�Bilmemkimin odası ne kadar düzenli,senin odan b.k götürüyor�, �onun annesi benden daha fazla konuşuyor ama o annesine böyle davranmıyor�,, � aa bak öss�yi ilk girişte kazandı,burs bile aldı vs..�. Bana destek olup yanımda olacağı halde bana sürekli köstek oluyordu. Çok ama çok önemli bir şeyi gözünden kaçırıyordu �herkes aynı karakteristik özelliklere sahip değildi�. Bana saçma salak nedenlerden dolayı bağırıp sonrada bela okuduktan sonra nasıl onunla her şeyimi paylaşabilirdim ki?? Bunu benden nasıl beklerdi ki?? Beni tanımadan beni tanıyormuş gibi davranıp herkese yalan yanlış bilgiler verdikten sonra ve ufacık bir nedenden dolayı boğazıma sarıldıktan sonra ben ona karşı nasıl iyi olabilirdim? Herkes bunu çok basit bir şeymiş gibi görüyor ama kimse gerçeği bilmiyor ve anlamak içinde çaba sarf etmiyor. Bunlar hayatımda olurken ben o küçük kıza nasıl inanabilirim? Kimse beni GerÇeKteN sevip değer vermezken ve aileme bile güvenemezken,onlar bile beni yarı yolda bırakırken ben o küçük kıza inanamazdım. Belkide sırf bu yüzden o geldiği zamanlar bu kadar acı çekiyordum.Hayatıma kimse girsin istemiyordum çünkü hayatıma biri girdiği zaman beni kendisine çok bağlıyordu.
Önce beni herşeyden değerliymişim gibi hissettiriyorlar ondan sonrada benimle oynuyorlardı. Ben ise her defasında farklı olacak umuduyla yaşıyordum ama her defasında farklı olmuyordu. Her seferinde daha çok inciniyordum. Gücüm yoktu artık yeni birisini tanımak için. Hayatıma giren herkes benden bir şeyler alıp gitmişti. Sırf bu yüzden bakış açım değişmişti. Herkes benden bir şeyler alıp gittiği için sürekli değişen biri olmuştum. Anı anına uymayan kaba tabirle dengesiz biri olmuştum. tek kusurum fazlasıyla duygusal olmamdı. Büyüyordum,fikirlerim değişiyordu,sorumluluklarım değişiyordu ama değişmeyen tek şey duygusallığımdı. Birkaç tatlı söze kanıyordum. Tek hatam bu oluyordu her seferinde. Her seferinde kalbimle değilde mantığımla hareket etmek istiyordum ama olmuyordu işte. Bir türlü kalbime söz geçiremiyordum belkide böylesi işime geliyordu. Böyle zamanlarda o küçük kızın gelmeyişi beni çileden çıkartıyordu. Tuhaf ama ona böyle anlarda çok ihtiyacım oluyordu. Ona tahammül edemiyordum ama onsuzda yaşayamıyordum çünkü beni tanıyan,anlayan ve beni bırakmayan tek o vardı. Her zaman olmasa bile ara ara yanımda olan hep oydu bir başkası değil. O benim meleğimdi�Bunca şeyden sonra hala hayatta olmam mucizevi bir şey. Hala hayattayım ve bir şeyler yapmam gerek ama ben kendimde o gücü bulamıyorum çünkü meleğim,koruyucum beni terk etti ve en önemlisi ben de kendimi terk ettim. Artık beni yaşama bağlayan tek bir neden bile yok. �korkuyorum� dediğimde bana sarılıp �her şey iyi olacak diyen biri yok� ve en önemlisi ben yokum�Bundan sonrası yok�
Bunu yayınlama lütfen..Sende çok şey buluyorum biliyor musun kendimden…Aslında (anladığım kadarıyla) tek farkımız , senin dostlarının olması…Seni okudukça kendimi okuyor gibiyim sanki , keşke ben de senin gibi yazabilsem..
Eğer hala öyle düşünüyorsan konuşalım mı seninle?