Hani nereden başlasamlı bir cümle gibi kendime kurulu ne varsa ardımda bıraktım. Döndüm işte, senin şehrine… Bu şehir kendini soyunup geceyi giyinmiş yine. Evet, işte yine saat gecenin ikisi. İşte yine bir otobüs terminali. İşte yine ,işte yine yabancısı olduğum yüzler. İşte yine… İşte yine ben. İşte yine döndüm senin şehrine… Sonrası ben de belki çığlığıma çığlık, sesime ses, gölgeme ben! Sonrası ben de belki Bismillahhirrahmanirahim! Ve belki hiç alakasız teoriler, hatta gölgemin yamacında keskin bir dünya belki, belki yine hiç birinden biri! Döndüm işte senin şehrine, daha nefesim soğumadı, yüreğim yangın yeri ve avuçlarımda avuçlarımda yokluğun, getirdim kendimi senin şehrine… Yıllar, şehrin yollarını arabalarla, ışıklarla caddelerinin yüzünü doldurmuş ve farkındayım hüznüm eskimiş ve eksilmiş benim, çünkü; Kız Kulesi’ni yalnızca mırıldanıyorum ve kız kulesini yakışır görüyorum Üsküdar’a… İşte yeni bir yine daha, Üsküdar’dayım dardayım! Üsküdar önüm arkam sağım solum, hava ne ise ne ben biraz soğuk çokça bozuğum, Üsküdar’da bir yerdeyim. İçten içe süzülmekteyim, kanatlarımda bulutlar, yaşamak ayaklarımın ucunda… ”Üsküdar’dayım dardayım! Yine yeni bir yine daha işte, işte daha şimdiden sana ne söyleyeceğimi unuttum. Yine yine bir tesadüf mü gecenin ikisinde bu şehri terk et der gibi bakan gözleriyle ”abi yolculuk nereye?” diye soran adamlar… Yolculuğum bitti, bitti benim yolcuğum. Başka şehirlere gitmelerim bitti. Artık başka şehirlere gidip içimde seni götürmelerim, gözlerime çarpan esmerliğinde bir kadının sen olmayan yanlarına kızmalarım bitti artık. İşte yine getirdim kendimi senin şehrine. Yine evet, yine sana geldim. İstanbul adlı bu şehre yıllar sonra ilk defa geri döndüm ama nereye gidersem gideyim, ne kadar gidersem gideyim, ben aslında hep sana geldim. İşte onun için adı başka her şehir İstanbul. Onun için gittiğim her şehir senin şehrin. Onun için adını hatırlayamadığım her durak, her bakkal, her meydan, her bulvar senin… Tüm gitmelerimi sana geldim ben!
Tüm gitmelerimi sana geldim ben……………..