Biliyor musun ne öğrendim? Bir gün karşına çıkan tek bir insan yetiyormuş hayatını güzel kılmaya. Bazen yokluğuyla kalakalsanda yetiyormuş işte… En iyi arkadaşın, baban ne bileyim varlığı önemli olan herkesin yerine bir tek onu koyabiliyormuşsun. Zaman zaman korksanda kendine itiraf etmekten, her şeyin oluyormuş senin. Ve günün birinde yalnız kalacağını bilsen de, bu hissettiklerinden hiç pişman olmamayı dileyerek aşık oluyormuşsun ona, tekrar tekrar. Ta ki… Ta ki varlığı vazgeçilmez olan senden yokluğunu bile sakınıncaya dek. Artık ne arkadaşındır ne de başka bir şeyin. Anlayacağın her şeyin hiç bir şeyin olmuştur. Her şeyin olan her şeyini alıp gittiğinde bu sefer yeni bir şeyler öğrenmeye başlıyorsun. Başka biriyle baş başa kalıp, onunla kırık dökük bir şeyler paylaştığında hala her şeyin olanı aradığını, özlediğini için acıyarak fark ediyorsun. Ve artık çok geç olduğunu… Çünkü öyle ya da böyle sen artık bir başkasına aitsin. Yabancı biriyle zoraki geceler yaşamaya başlıyorsun; kuru bir sevişme, duygusuz bir öpücük, kulağına itici gelen bir sürü sevgi sözcüğü… Bir taraftan üzülüyorsun yabancıya fakat aslında üzüldüğünün kendin olduğunu öğreniyorsun. Ve ne öğrendim biliyor musun? Tüm bu yaşadıklarıma rağmen hala her şeyim olduğunu. Hala seni sevdiğimi ve uzun bir süre daha sadece seni seveceğimi, belki bir ömür. Sözleşme yaptığın yağmurlar yardımcı oldular bir gece vakti öğrenmeme, o yabancı yatağımdayken… Ve… Ve tüm yaşananların bir kabus olmasını dilerken, kendim kadar gerçek olduklarını öğrendim, tıpkı hayatımı o yabancıyla bir hiçlikte tüketeceğimle birlikte…
gerçekten çok acı bir durum bu ama çokta güzel ifade etmişsin yüreğine sağlık
çok teşekkür ederim…