bu mazinin itibarıdır, sen üstüne alınma..
Ya hava soğuktu, ya gidişin,
ya kalışım, ya çırpınışım, karmaşıklığım…
Vardı bir yerde bir yanılgı,
bulunsa da hep inkar edilecek.
Üstesinden gelinmesi umulan çaresizliklerle sarmaş dolaş,
adı konamayan bir tutam duyguya esir,
eylem hazırlığı yaparken bir devrime yenik,
yine bedbah, yine düşünceli, yine yalnız ben..
Ayağa kalkabilme ihtimalimi bir çırpıda devirirken, düşünüyorum;
kederimi soylu kılmak değil derdim ama
ne kadarlıktı ki adım, hafızana ağırlık yaptım?
Cümlelerin buğusuna yazdığım kederleri
bir Ağustos vakti,
“elbet birgün buluşacağız” bestesiyle kandırılmış,
suçlu, ezik ve artık saçmasapan hayallerle yoğurmaktan yoruldum.
Umurumdan taşsın istediğim,
içimde tuttuğum kamyon yükü “neyse”lerim,
ne yapsam başa çıkamadığım “keşke”lerim,
hayalini kurduğum imkansız “belki”lerim var benim.
Yol güzel, yol uzun, yol senin yolun da,
gelip de halimi hiç sordun mu?
Ya bir yanılgının yangınıydın ya da bir yazgının,
aslında ne kanıyor, ne kabuk bağlıyor,
yarım kalmış bir bedduaya ne denir bilemem..
Cebimde kendimden öte bir boşluk,
her devrilişimi afişe etmeyecek kadar onurlu cümlelerim,
anlarsa da anam anlıyor, ağlarsa yine anam..
Özlem kokan şiirlerin en ücra mısralarına gizlenip,
yokoluşumu izlemeyi bırak artık..
Çünkü yazacaklarım sil sil bitmiyor
ve hayat geç kalmayı affetmiyor…
Dedim ya kalemin itibarını kendinde arama,
ve bence artık maziyi de üstüne alınma…
“elbet bir gün buluşaçacağız, bu böyle yarım kalmayacak” ….. ne severim bu şarkıyı.
Eski şarkıların tadı başka. (:
Harikasın, mükemmelsin. Çooooooook özlenmiştin iyi geldi.
(: Eksik olmayın
Yahu nerdesin sen, gözlerimiz yollarda kalmıştı. Hergün girip bakıyorum ve vazgeçemiyorum senden. Şiirle kal emiiii. ((((:
Teşekkür ederim. Şiirle, daima.. (:
“eylem hazırlığı yaparken bir devrime yenik”
bu nası bi cümledir. Sözcüklerin içinden çıkamıyrm, kederlendim, büyüdüm, ağladım. sen hep yaz olur mu.
supperrrrrrrrrrrrrrrr