Azrail-in Gönlün Zihni karışır mı, deli gibi akan Ve yaşlarını kayalara emanet bırakan , Sancıdan köpük köpük kabaran suları bir ırmağın ? Yada dalgalanan rüzgarlarda yeşili ağaçların� Raksı, bırakıp bir kenara durabilir mi öylece; Hareketsiz nehir kıyısında ? Ellerini bırakabilir mi bir küçük çocuk annesinin ? Korunmak hissiyatı hissetmek istemez mi, O en küçüğü ellerin ? Geceler binbir pusu kurmuşken gözlerine Ve yorgun çıkacakken sen o günün güneşine� Uykusuz kalan gözbebeklerin ağlamazmı içten içe ? Sıkıntıların öyle çok ki bu sıralar.. Saklamak isteyişin kendinden bile şu karmaşık hali, Gönlüne su serpmeyi başarabilen bir bileşim mi ? Hani okadar yoğun ki dert dehlizin.. Görmek istemeyişin saklıyor, denizin çukurlarına o bilinmezliği.. Sen en gücü yeten romantik, Hızla iyileşmez ki aşka yanık yaraların.. Masalının kahramlarını aniden çıkaramazsın ki ? Ellerindeki yaralarla tutamazsın, yüreğinin kanamış yanlarını ! İçine çare olurmu bunca suskun kalışın ? Aslında susukunluğunla ses verdiğin haykırışın..
Kilitli kapılarım var benim. Kimsenin açmaya yeltenemediği, Kimseye o izni vermediğim.. Kilitli kapılar var diyorum… Benimle gelen bu günlere, Bendende öteye gidecek belki günü gelince. Bu muydu bizi yan yana koyan en büyük neden ? Hani üzerimize yapışan etiket: �Kilitli kapılar mıydı� ? Seninde vardı ulaşılmaz derecede, yukarıda Ve anlaşılan gücüm yetmeyecek o kapıyı açmaya� Çabamız bu sürgünlükten kurtulmak mıydı ? Yoksa yeni bir ruh gurbetine birliktemi adım atmaktı ? Sen benden yardım isteyemezdin, Gururunu alıp ayklarının altına Çiğnemek nedir öğrenmemiştin ! Yani sen yüreğine en sağlamından bir asma kilit yerleştirmiştin.. İçindekiler saklı, Sen o hikayenin en ücra köşesinde saklı �� İçimde korkular vardı Duymaktan sakındığım�. Anlatımlar kendime bile anlatmaktan kaçındığım. Bir korku ki; avuçlarımı terleten Elime alıp meydan okumaya kalkınca Avucuma sürüyle çentik çizen. Sahte bir gurur yakana yapışan İkiyüzlü bir tavır; benimle karşı karşıya kalan. Yüzü teke indirmeye yeminli bir ben, benden de içeri. Sürgün edilmiş bahar çiçekleri fikirden !!!! Hayatın gerçekliğine kaptıran kendini Ve tek gerçek buymuş gibi ilerleyen bir sen.. Anılar vardı halbuki Geçmişin ezik kefesinde kalan Ve her keseye uygun ikinci el, satışlarına sunulan Anılar; Bugünü umutlu kıldıran Hayaller; Yarına daha bir yürekten bakmaya Cesaret tohumları ekmeye yarayan Eskitilmiş düşünceler� Karaya doymuş surete bakıyorum Aynalarda kaybettiğim simamı Aynalarda onarmaya çalışıyorum Karaya bir nebze aydınlık olsun diye Binlerce mum yakıyorum Aynalardaki yokluk acıtıyor içimi Çünkü sen yoksun İçimde sakladığım, gözüme vuran, bir sen yok olmuşsun.. Oysa yaşanan yada yaşanmaya değer bulunan Bir aşk varsa içinde � Ayrılıklar bile yeni baştan bir sevda yaratır kendince. Sınırlar kalkar aradan � Çünkü aşk gelir, saklandığı sanılan yârından. �Kelimelerden saraylar yapıyorum gönlümde, Kelimelerden köprüler, zincirler�.. Hayali ölümler çiziyorum harflerden.. Mezarlar yapıyorum geçmişimde yitenlere Ve onlara her duygu yoğunluğunda Su veriyorum, gözlerimle. Topraklarındaki çiçekler büyüsün diye cümlelerimle� Yaşları konuk ediyorum cümlelerime� Asabiyetle akan ömre anlatıyorum; sessizliğimi.. Sevmenin verdiği, İyimserliği akıtıyorum sonra ellerimden�. Ellerimin gücü, gönlümdeki hissiyata erdiğinde Ve dilimde cereyan eden kelimeleri peşi sıra dizdiğinde Beyaz zemine � Anlıyorum ben aslında sevmeyi seviyorum� Ve bu sebepten, her sevgide, Sevmeyi; yeni baştan öğreniyorum Sonra sorulara geçit veriyorum Beni benden çalanlara: �Beni nasıl bilirdiniz diye soruyorum� Mesela ? ! ? Kargaşa�. Adı bu olmasada� Şunu diyorum usulca : Sevi gitti ve ben bu yüzden Yazdıkça çoğalıp Konuştukça eksiliyorum�. Gidemez insan kendinden öteye � Ne yapsa ne etse kendinde kalır neticede Bir an olsun _gidiyorum; ama gelicem Diyemezsin aynada kalmış yüzüne . . Hüznünü erteleyip gidemezsin, kendi giz dünyandan ilerlere.. Dertlerine bekle diyemezsin bu sebepten . Bu yüzden de yıllarca köleleşmiş bir sen biriktirirsin içinde ? Beyninin yerinde bir yürek taşıyan bu köle Ezdirir seni dünya delilerine. Sen en iyisi mi o köleyi daha fazla içinde besleme ! ! . Destek verirsen içindeki köleye Sen değil başkaları yaşar seni, sineye çekme !!!!! Gözlerini yaşamayı tamamlayamamış ilkbahar gibi kullan Hep yeni baştan açsın çiçekler ruhunda Yaşlarını as karasından zindanlara Gecikecek yağmurlar biriktir soluna kaçmış yânında. Usul usul azaltma sevgini ama asla !!! Kalbin birden soğusun.. Ellerin akmak nedir bilmesin o gittiğinde, kalem üstünde. Titreyen parmakların azad etsin onu gönlünden Dönüp bakma yaşlı gözlerle, çekip giden hayalete. Ne kadar söylesede sana kalan tutuklu rengini Ne kadar anlatmaktan çekinmesede seninle geçen günleri Gidiyorsa kal deme ! ! ! Gitmeyi göze alan, kalmayı hiç düşünmemiştir ki zaten� Zehirli bir çiçektir; İşte o vakit aşk Koklamaya yeltensen alır aklını; ama ölüme sürükler genede Uzak kalmayı denesen çağırır seni Ölüme davet gibii.. Sen ölürsün, Azrail-in gönlün.