Aslında bugün güzel bir gün.. Lakin karanlık keyfe keder basmakta.. “Yok mu perişanlığıma tek bir teselli” derken, kıyıda köşede kalmış, umutlarım da vardı ama kimbilir neredeydi.. Tam ihtiyacım olduğunda, ortadan kaybolma gibi bir özellikleri vardır demiş miydim? Yollara düşesim var; karmış, karanlıkmış, “gel” diyenim yokmuş, umrumda mı.. Yahu, bu hayat bir bana mı eziyet diyorum bazen.. Bazen bir off düğmesi olup olmadığını da düşünmüyor değilim. Bazen, indir şalteri kökten kapat dediğimde oluyor aslında. Anlıyorum bazen kendimi, bazen anlamıyorum.. Bilenler bilir, eğrisi doğrusu yoktur bu meselenin. Bitmişsen, ilana ve ilaca luzum da yoktur. Gözün tarihe ilişir, susarsın.. Susmakla tükenmez efkar vakitleri, bir sigara, bir sigara daha.. Nasıl bir tesellisin, hangi gecenin lekesisin sen.. Gün gelecek, ateşe vereceğim bütün Ocak’ları, Ağustos’ları, cumartesi’leri, ve yüzüme en fazla çarpan 16 Eylül’leri.. Bütün bunlar hep o öfkenin bedeli.. Bedeli ağır ödenen, bedeli hala ödenen bir yaşanmaz olasıca’nın.. Kaybedilmiş günlerin güncesini tutmaktan yoruldum bil! Yakalamaya çalışırken mutluluğu can damarından, mutsuzluğa çengelli kaldı yitik yarınlarım.. Hani kızsam, küfretsem manasız.. Keşke yalnız beni sevmiş olsaydın.. Ama sen beni hiç sevmedin ki.. Ne istemiştin ki, bütün kadınları mı? Kahretsin, bütün kadınları alamazdın!
Merak etme, iyiyim.. Acılardan ölmüyor insanlar kolay kolay.. Bu zamansız takvim yaprakları, biraz sızlatıyor sadece yaraları ama kan damlamıyor artık, iyiyim..
Merak etme, iyiyim.. Acılardan ölmüyor insanlar kolay kolay.. Bu zamansız takvim yaprakları, biraz sızlatıyor sadece yaraları ama kan damlamıyor artık, iyiyim..
Zamanın peşine takıldık gidiyoruz.. Ne aşkı becerebildim, ne kendimden vazgeçebildim. Ömrüm boyunca sürecek bir dramın, başrol oyuncusu olmayı ben istemedim.. İstemedim acımın büyüklüğü için kalmanı yanımda.. Sahi, kimbilir nerdesin şimdi..
“Belki karşıma çıkarsın bir yerde.. Bana dersin ki, “arabama atlayıp biraz gezdim, kafamı dağıttım”.. Ben sana “nerdeydin” diye hiç sormazdım, senin o devasa kokunu içime çekip, öylece dururdum.. Keşke, keşke gerçek olsa..”
Şimdi sen benden habersiz, ben senden habersiz.. Sen yine başka kollarda, bense yalnızlığın koynunda..
Mutlu ol,
iyi huylu, huysuz çocuk..
22 Ocak
.
Hesaplaşmalar bitmiyor >:(
söylenecek çok şey var aslında…………
ahhh duymaz kimse……..
Ağlamamak için zor tutuom kendimi :-*
Sen bi harikasın!
Suskunluğun uğultusu öyle büyür ki içinde bazen; patlamaktan değil, çevreye vereceğin tahribattan korkarsın… Zaman en alaycı gülüşüyle bir göz bile kırpmadan, nefes almadan geçer gider, sen içinde susmaları büyütürsün “yine” sessizce…
Olsun; payımıza susmak düşmüş der, güler geçeriz biz hayata (:
Böyle sineyi delip geçen cümleleri okuduktan sonra, bu nasıl olacaksa…
Nükhet Duru nasıl diyor:
Söyletme söyletme beni
Söyletme söyletme beni
dabadida da hayy,
dabadidaday …
Kalemine sağlık Kriz’im, yine söylettin beni (:
[u][/u]