Ben bir kum tanesiyim, Şimdiki halimden çok farklıydım önceleri, sen bilmezsin, hatırlamazsın reenkarnasyondan önceki halimi.Sayısızca benzerimin olduğu bir yerdeydim eskiden.Bir gün çıkıp geldi işte nereden geldiğini bile anlamadığımız şimal rüzgarı.Sırtlayıp aldı beni de diğerleri gibi taşıdı uzun çok uzun mesafelere. Ve zamanı geldiğinden bıraktı birer ikişer. Islak bir okyanusun yüzüne düşmüştük, okyanus bizim kaderimize… Tabiatımıza uygun muydu bilmiyorum batmalı mıydım okyanusun rahmine, yoksa korkak sevişmelerde olduğu gibi kalmalı mıydım yüzünde, teninde. Martıların filarmoni orkestrasını andıran seslerini mi, okyanusun kalbinin vatanımı andıran sessizliğini mi tercih etmeliyim derken aşk bu ya çeker insanı içine, kalbine, yüreğine. Aşağıya süzülüşümü anımsayamıyorum…. Ben bir kum tanesiyim, Ne yılan gibi kıvrılarak yüzebileceğim bir bedenim ne de suyun altında mı üstünde mi tutman gerektiğini bilmediğim bir nefesim var. Pullardan esirgenmiş yaratılışında, yüzgeçlerden de. Ben bir kum tanesiyim, Ve kum tanelerinin kaderidir istiridye kabuğunu aramak. Okyanusun hareketli uykusunun bir hamlesiyle kaderimin içine sürüklendim. İstiridye kabuklarının görevidir kum tanelerini saklayıp inciye çevirmek. Sanırım artık gelen yok, evrimleşmek için istiridye gemisine binen son kum tanesi benmişim. Kapaklar kapatılsın artık, inci olmaya cesareti olan başka birileri yoksa eğer. Sevişmeler başlıyor kum incileri arasında. Rafa kaldırılan bütün fantezilerimizle incileşiyoruz kendi aramızda. Ben bir kum incisiyim, Yok yok balıkçım, sen martılarınla gelip beni bu kabuğun içinde bulmadığı sürece ben hala bir kum tanesiyim… Ben bir kum tanesiyim, Mavi renkli bir kuşa benzeyen, sevgi dolu, aşk dolu, özgürlük dolu, barış kokan bir kum kuşuyum….
kendimi buldum bu satırlarda…
yüreğinize sağlıkk…
beğendiğinize çok memnun oldum. teşekkür ederim.