Şiirini yazmak için kışı bekliyorum
Uzak bir kentte
Sisli Kömür kokulu bir aşk yazmak için
Kışı bekliyorum kömür kokulu
Sevdalar yazmak için
Çözülmemiş aşkları yazmak için
Tüten yalnızlıklardan
Kışı bekliyorum umarsızca
Yeşili rugan sevdaları
Yelkenli, allı cömert rüzgarlara bırakmak için
Kışı bekliyorum sonrasının
Bütün sarhoş sevdalarının hesabını
Güneşe sormak için
Sisli bir kuytuda bulacağım güneşi
Bütün vuslatları boynuna asacağım
Kışın vebalini bırakacağım güneşe
Eski ermeni bir kilisenin tavanında
Donduracağım bütün yarınları
Orda senin şiirini yazacağım
Arnavut kaldırımlarda yüzümün bir yarısını hayata
Diğer yarısını kışa sunacağım sonra
Kışı bekliyorum senin şiirini yazmak için
Oyuncak tahtadan bir kuş misali olabildiğince
kanat çırpıyorum
Ulaşmak varmak için kimsesizliğin limanı kıyına
Bir sema seyrisin dönüyorum etrafında
Mütereddit çocuk ruhumun ilk günahı
Günah kapısında içeri girmeden tadı
Özledim anlamlığın tek anlamı adını
Bir ağaç gibi bağlıyım toprağa
Bir koparsam köklerimin bu hunhar diyardan
Soluksuzluk pahasına koşarım özgürlük kokuna
Aşkım Yusuf’a
eline yüregine saglık canım 🙂
kelimelirn dizginlerini bırakıp savurdukça ancak anlamlar sıyırıp derimizden yüreğimizden geriye buğusu kaldığı kadar kalacakken gözlerimize bu kadar kara kömüre bağlandırılıp bu kadar kış anlatıldı yüreğine sağlık
AŞKIM’A……!
Bitanem bundan sonra şiir yazmak için kış’ı beklemeyeceğiz;şiirlerimizi birlikte yazıcaz.
Kömür kokulu şiirlerde artık olmayacak hayatımızda,GÜL kokulu şiilerimiz olcak unutma ve hayatımızda da hiç bir şeyi ertelemiycez,seninle limanlara birlikte varıcaz.
Çok sağol bebiş
BİRİCİK AŞKIN YUSUF
canım seni çoooookkkk özlüyorum gitti sende yanımdan en yakın dostum beni unutma >:(