Boynu bükük tek sevda değil bu, ya da eller koyunda beklenen ilk ayrılık, gökyüzünde ilk bugün dolaşmıyor veda havası ama buz kesiyor her yerimi ilk kez bugün, kulağıma vuran sesin… Şubat’tan daha soğuksun bugün, bıçaktan daha keskin, çöllerden daha kuraksın bugün, yüksek tepeli dağlardan daha da ırak…
Son katığımı tüm cömertliğimle sofrana sererken ben, bilmeden nelerimi saklamışım meğer, soluğu sende alan kaygılar ağlayışlar bırakmışım sana, eksiksiz sofrandakileri boğazına düğümlemişim, haram mı etmişim benimle çiğnediğin tüm zamanları…? ,Bir yudum su vermeden boğulmanı izlemişim, yığılıp kalmışım nefesine karabasan misali öyle mi?… Üzgünüm… Belki bir dirhem kokunun , arsız birkaç dakikalık bakışının , belkide gözyaşımı tuza çevirecek ellerinin hırsızı olmaktı niyetim, seni incitmek değildi kendime verdiğim vekaletim… Bilmem ki ben senin için hala güzel bir şey miyim….
NuN
>:(vedalar hep hüzünlüdür,ama asıl olan onu anlatabilmek.NuN,anlatım biçimini hep sevmişimdir,işte onlardan biri daha.İnsanı o vedanın içine itebilmek,o hüznü yaşatabilmek..Gelecek yazını merakla bekliyorum..
Bugünlerde en anlaşılmaz saatleri sayıklıyor dakikalar.Geçmek bilmeyen acıyla karışıyor hüznüm. Çözemem..Ayrılık pusuya neden hep zamansız yatar ki…
Güzel bir yazıydı. Yüreğine sağlık..