Bazen herşeyi olduğu gibi kabullenmek en büyük zorunluluğu haline gelio insanın.. Herşeyi olduğu gibi.. Herşeyi onun istediği hale getirmek,, eğer yapamıosak wazgeçmek en zoru… Ama yapabilmeli insan.. BAZEN VAZGEÇMELİ… Eğer yapamazsa içine kapanır, küser hayata, bütün dünyaya.. Ama O’na… Bitek O’na küsemez.. Bitek O’na kızamaz.. Bi süre sonra ona yapamadıklarından dolayı kendine zarar vermeye başlar.. Aslında zaten en başından beri yaptığı tek şey budur.. Kendine zarar vermek… O’na bakar bide.. Hiç yara izi yoktur onda.. Ya çok iyi saklıyabiliyordur yaralarını, ya da kapatabilmiştir açılan her yarayı… Bu daha da acıtır canın.. O’nun vazgeçebildiğini görmek… Ama yine de hiçbir şey eksilmez içindeki o büyük aşktan.. Bütün bunlardan sonra kendine baktığında herşeyin o olduğunu görür.. Bütün hayatını onunla doldurmuştur.. Düşünme gücünün hepsi ona çalışmaktadır.. Yapamamıştır onun istediğini.. Çizememiştir kendi yolunu.. Kendine içinde onun olmadığı bi hayat kuramamıştır.. Vazgeçememiştir.. Vazgeçemez…
08/10/2008 17:40 ‘BİTANESİNDEN, İLK AŞKINA…’